Zati Sungur ya da tam adıyla Hasan Zati Sungur (d. 10 Mart 1898, Bursa – ö. 6 Temmuz 1984, İstanbul), Türk illüzyonist.

Yaşamı

10 Mart 1898 tarihinde Bursa Ulu Camii müezzini ve Emir Sultan türbedarı Hüsnü Efendi ile Remziye Hanım’ın ilk çocukları olarak doğmuştur, ilkokul ve lise eğitimini Bursa Mekteb-i Sultanisinde tamamlamıştır. Seyahat etme arzusuyla 1914’te girdiği Denizcilik Makine Mektebi (Deniz Astsubay Okulu sınavlarını birincilikle kazanmış, 1916 yılında da Almanya’ya denizaltı filosunda staj yapmak için gönderilen başarılı öğrenciler arasında yer almıştır. İki yıl boyunca Alman Kara Kuvvetleri ve Alman Deniz Kuvvetlerinde teknik eğitim alan sanatçı, I. Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki bağlantının kesilmesi sonrasında ülkesine dönememiş ve önce ortopedi atölyelerinde sonra ise Köln’deki Humboldt Makine Fabrikasında vinç operatörü olarak çalışmak zorunda kalmıştır. Aynı dönemde kaldığı pansiyonun sahibinin kızıyla evlenmiştir.

İlkokuldan beri illüzyonla ilgilenen  Zati Sungur, askerî eğitimi sırasında da iskambil kağıtlarıyla yaptığı küçük gösteriler arkadaşlarının ilgisini çekince, farklı oyunlar üzerine çalışmaya başlamıştır. Gündüzleri fabrikada çalışırken, akşamları Köln’deki kabarelerde sahneye çıkmaya başlamıştır. Bir gösterisi sırasında tesadüfen Alman illüzyonist Alois Kessler ve arkadaşları tarafından da izlenen sanatçı, gösteriyi beğenen Kessler’in yardımıyla 1920 yılında Berlin’deki “Wintergarten Tiyatrosu”nda sahneye çıkmış ve büyük beğeni kazanmıştır. Bir grup sanatçıyla birlikte Fransa, İtalya, İspanya, Kuzey Amerika ve son olarak 1922 yılında Güney Amerika’ya seyahat etmiştir. Aynı dönemde zamanın önemli illüzyonistleri de I. Dünya Savaşı’ndan uzak kalmak için Güney Amerika’da yaşamakta ve gösteriler yapmaktaydı.

Bir yıl sonra kendi kadrosunu kurup Kont Sati von Richmond takma adıyla iki saatlik gösteriler yapmaya başlayan sanatçı, ilerleyen yıllarda dünya çapında bir üne kavuştuktan sonra Zati Bey sahne adını kullanmaya başlamıştır. Aynı zamanda Miss Neraida isimli İtalyan yardımcısına da Melek Hanım adını vererek Arjantin, Brezilya, Şili, Uruguay ve Paraguay’ın büyük tiyatrolarında 14 yıl boyunca her gece gösterilerini sergilemiştir. Bu dönemde 10 tonluk illüzyon malzemesi, 12 yardımcısı ve iki de kamyonuyla turne yapmaktaydı.

7 Mayıs 1936 yılında Türkiye’ye dönüş yapan sanatçı, ülkesindeki ilk gösterisini İstanbul’daki Fransız Tiyatrosunda sergilemiş ve çok büyük ilgi görmüştür.[1] 1936 ve 1937 yıllarında zorlu seyahat koşullarına rağmen Türkiye’nin tüm şehirlerini dolaşmış, Mustafa Kemal Atatürk’e de bir temsil vermiştir. Sanatçının gösterisinden etkilenen Atatürk onu kutlamış, ve belediyelerin ‘Zati Sungur ve benzeri illüzyon gösterisi yapan sanatçıların temsillerinde’ biletlerden aldıkları vergide bir süre bir miktar indirim yapmalarını sağlamıştır. O yıllardaki turne müdürü ömür boyu dost kaldıkları Necdet Mahfi Ayral’dı.

Zati Sungur, Almanya’da ayrı bir hayat kurmuş olan eşiyle boşanmış ve 1938 yılında yardımcısı Necla Hanım ile evlenmiştir. Aynı yıl Nisan ayından Ekim ayına dek süren Yunanistan ve Ekim ayından sonraki yılın Haziranına dek süren Mısır turnelerine çıkmıştır. Türkiye’ye dönüşünü takiben yeniden yurt gezisine çıkan sanatçı 1949 ile 1950 yıllarındaki iki ay Kıbrıs ve üçer aylık Avusturya ile İtalya turnelerinin ardından yeniden Türkiye gösterilerine devam etmiştir.

Haziran 1958 tarihinde Amerikan illüzyon dünyasının prestijli dergisi Genii‘nin 10. sayısına kapak olan illüzyonist, 1959 yılında ikişer ay Mısır ve Yunanistan’da, 1962’de ise İsrail’de gösteriler düzenlemiştir. 1965 yılında Türkiye’deki son temsillerini veren sanatçı, genç illüzyonistler yetiştirmek amacıyla Üniversal Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Stüdyosunu kurarak kendi ürettiği 541 farklı illüzyonun sunumunun yer aldığı Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Kataloğu isimli eserini yayınlamıştır. Ertesi yıl aktif sanat yaşamına son vermiş, tüm zamanını illüzyon öğrenmek isteyenler için Üniversal Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Stüdyosunda oyun imal ederek Türkiye’nin her köşesine göndermeye hasretmiştir. Vefatına kadar her yıl dünyanın farklı bir ülkesinde tertiplenen İllüzyon Sanatı Kongrelerine masraflarını kendisi karşılayarak katılmış, Türkiye’yi temsil etmiştir. 1968’de Salon Oyun ve Eğlenceleri adındaki eğitici kitabını yayımlamıştır.

Sahne yaşamını bırakıp Üniversal Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Stüdyosunu kurma nedenini Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Kataloğunun 1973 baskısının Önsözünde (sf.4) şöyle anlatıyor:” Birçok dostlarım ve vatandaşlarım bana müteaddit defalar sanatımı devretmek için niçin bir genci yetiştirmediğimi sordular. Ben onlara ancak şimdi, düşüncemi fiiliyata çevirdikten sonra cevap verebiliyorum.Bir tek genci yetiştirmek, eski Mısır’daki büyücülerin sırlarını tek bir insana devretmelerinden başka bir değer taşıyamazdı. Geceli gündüzlü çalışarak 50 senede tekamül ettirdiğim sanatımı halkıma devretmek istedim. İstedim ki, her yaşta, her meslekte herkes faydalanabilsin, hiç kimse bu zevkten mahrum kalmasın, sonra onlar ellerindeki oyunları geliştirsinler, kendileri yenilerini bulsunlar ve bu böyle sürüp gitsin…”

Zati Sungur 1975 yılında Çekoslovakya’nın Karlovy Vary şehrindeki Karlovy Vary İllüzyonistler Kongresinde sunduğu kendi buluşu olan ‘Sihirli Zarlar’ adlı gösteri ile yarışmada birinci olarak büyük ödüle layık görülmüş, 1981 yılında yine aynı etkinlikteki yarışmada tekrar birinci olarak “Dünya Sihirbazlar Kralı” unvanına layık görülmüştür. Ana dili Almanca olan illüzyonistlerin birliği “Magischer Zirkel von Deutschland”ın onur üyesi, ana dili İngilizce olan illüzyonistlerin birliği “International Brotherhood of Magicians”ın da Merlin üyesi idi.Ayrıca “Academy of Magic”, “Österreichisches Wiener Magischer Club” ve “Czechoslovakian Magic Union” üyesi idi. Almanca, İngilizce,Fransızca, İtalyanca, Portekizce, İspanyolca’yı konuşarak yazarak ana dili kadar iyi biliyordu. Her kesimden yığınlarca sevilmiş, efsaneleştirilmiş, hakkındaki gerçek dışı hikayeler kuşaktan kuşağa anlatılan ama aslında yaşamında çok çalışarak imkansızı başarmış bir sanatçı idi.

Dr. Metin And, 1978’de İngilizce yayınlanmış olan “Magic In Istanbul” (Micky Hades International, Box 476, Calgary Alberta, Canada) kitabının “Modern Magic and Zati Sungur” başlığı ile ona ayırdığı bölümün başında, 40. Sayfanın 2. ve 3.paragraflarında özetle onun Türkiye Cumhuriyetinin en önemli ve öncü illüzyonisti olduğunu, ağızdan ağıza yayılmış olan şöhretiyle yığınların onun sahnesine koştuklarını,seyircileri her biri birbirinden farklı ikişer saatlik dört ayrı programla hayran bıraktığını, kibar ve cana yakın bir beyefendi ve bilge bir insan olduğunu; herkese dostça davrandığını, genç kuşak sanatçılara dünyada hiçbir büyük illüzyonistin yapmadığı kadar yardım ederek ve destekleyerek davrandığını, büyük bir illüzyonist olduğu kadar ayni zamanda çok zekice ve hoş şakalarla seyirciyi eğlendiren, olağanüstü sevilen, son derecede yetenekli bir sahne sanatçısı olduğunu yazmaktadır.

1983 yılında meslektaşları ile Kanada ve Amerika Birleşik Devletlerinde bir ay boyunca gösteri yapan Zati Sungur, 6 Temmuz 1984 tarihinde 86 yaşında iken Teşvikiye Sağlık Yurdunda kalp yetmezliğinden hayata veda etmiştir. Mezarı Zincirlikuyu’ dadır.

Ardında bıraktığı Teşvikiye Şekayik Sokaktaki bodrum katını tavana kadar dolduran on tondan fazla oyun sandıkları ailesi tarafından asistanı illüzyonist Kaya Elöver’e bağışlanmıştır,[2] Üniversal Sihirbazlık ve İllüzyon Stüdyosundan kalan binlerce mamul ve yarı mamul küçük oyunlar illüzyonist Erdinç Demiray’a hediye edilmiştir.[2] Yaşamı boyunca biriktirmiş olduğu, yurt dışında ve Türkiye’de hakkında yayınlanmış gazete küpürleri ciltleri,sahne program defterleri, tüm sahne fotoğrafları, turne el ilanları, afişleri, not defterleri, yazışmaları, eskizleri, el yazısıyla anıları, video kasetleri,kongrelerde çektiği filmleri ve yabancı dilde kitap ve dergilerden oluşan mesleki kitaplığını ihtiva eden arşivi, sahne giysileri, silindir şapkası ve bastonu kızı Aynur Tuncer’in gözetimindedir.

Eserleri

  • Sihirbazlık ve İllüzyon Hünerleri Kataloğu, 1965, 1973 Haşmet Matbaası, 322 sayfa
  • Salon Oyun ve Eğlenceleri, 1968, Başaran Matbaası, 96 sayfa

Kaynak:WİKİPEDİA